Yargıç Torres’ten Ripple’a Kötü Haber: 50 Milyon $’lık Anlaşma Reddedildi!

ABD Bölge Yargıcı Analisa Torres, Ripple ile SEC arasında XRP’nin kurumsal satışlarını sınırlayan kalıcı ihtiyati tedbirin kaldırılmasını öngören 50 milyon dolarlık anlaşmayı reddetti.
26 Haziran tarihli mahkeme kararı, tarafların başlangıçta belirlenen 125 milyon dolarlık para cezasını %60 oranında düşürme konusunda uzlaşmalarına rağmen Ripple’a yönelik ticari kısıtlamaların süresiz olarak yürürlükte kalacağını ortaya koydu.
Yargıç Torres, tarafların, daha önce verilen kesin bir yargı kararını bozmak için gerekli olan “istisnai koşulları” sağlayamadığını belirtti. Kararında, menkul kıymetler yasalarının uygulanmasında kamu yararının, taraflar arasında yapılan özel bir uzlaşmadan daha öncelikli olduğunun altını çizdi.
Dört Yıllık Hukuk Savaşı Çıkmaza Girdi
SEC, Aralık 2020’de Ripple’a karşı açtığı davada şirketin XRP satışları yoluyla 1,3 milyar dolarlık kayıt dışı menkul kıymet teklifi sunduğunu iddia etmişti.
Dava, XRP’nin ABD yasaları çerçevesinde menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğu sorusunu merkezine alarak, tüm dijital varlık sektörü açısından emsal teşkil eden bir süreç haline geldi.
Yargıç Torres, Temmuz 2023’te verdiği ve “kripto hukukunun en ayrıntılı kararı” olarak değerlendirilen hükmünde, XRP’nin kurumsal satışlarının menkul kıymetler yasasını ihlal ettiğini; ancak bireysel yatırımcılara yapılan borsa satışlarının Howey Testi kapsamında yatırım sözleşmesi sayılmadığını ifade etmişti.
Bu karar doğrultusunda Ripple’ın kurumsal satışlarına yönelik kalıcı bir ihtiyati tedbir getirilirken, perakende işlemlerine ise izin verilmişti.
Mahkeme ayrıca, hem Ripple hem de SEC’in temyiz ettiği 125 milyon dolarlık bir para cezasına da hükmetmişti. Ancak taraflar, Mayıs 2025’te yaptıkları yeni anlaşmayla bu cezayı %60 oranında azaltarak 50 milyon dolara çekmeyi ve SEC’in talebiyle kurumsal satış yasağını da kaldırmayı amaçlamıştı.
Bu uzlaşma, her iki taraf için ileriye dönük makul bir çözüm olarak değerlendirilse de Yargıç Torres, anlaşmayı usule aykırı buldu.
Gerekçesinde, “tarafların mahkemenin önceki kararlarını geçersiz kılmak için gerekli olan istisnai koşulları sunamadığını” belirten Torres, SEC’in politikalarında Trump döneminde yaşanan değişikliklerin yeterli bir gerekçe oluşturmadığını ifade etti.
Mahkeme, daha önce XRP’nin kurumsal satışlarında menkul kıymet ihlali tespit edildiğini hatırlatarak, kamu çıkarının özel uzlaşmaların önünde olduğunu vurguladı.
Trump Döneminde SEC’de Yumuşama Rüzgarı: Ripple’ın Davası Neden Hâlâ Sürüyor?
Kripto dünyasında 2025 yılı, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) sert tutumundan geri adım attığına dair işaretlerle dolu bir yıl olurken, Ripple’ın süregelen hukuk savaşı dikkat çekici bir istisna olarak öne çıkıyor.
Trump yönetiminin etkisiyle SEC’nin kriptoya yönelik yaklaşımı gözle görülür şekilde yumuşarken, Coinbase, Cumberland DRW ve Gemini gibi yüksek profilli şirketlere yönelik yaptırım davaları düşürüldü. Uniswap, OpenSea ve Robinhood Crypto’ya yönelik soruşturmalar ise herhangi bir suçlama yöneltilmeden tamamen kapatıldı.
Bu gelişmeler, SEC’de geçici başkan olarak görev yapan Mark Uyeda ile birlikte yeni Başkan Paul Atkins’in görev süresindeki politika değişiminin bir parçası olarak yorumlanıyor.
Uyeda ve Atkins, önceki dönemlerde öne çıkan sert yaptırım politikaları yerine daha açık, düzenleyici netliğe dayalı bir çerçeve oluşturulmasını savunuyor. Kurumun birçok kripto davasından gönüllü olarak çekilmesi, endüstri genelinde daha işbirlikçi bir ortam oluşabileceğine dair umut yarattı.
Ancak Ripple’ın durumu, bu yumuşama eğilimiyle örtüşmeyen karmaşık bir tablo sunuyor. Mahkemeler tarafından daha önce verilen “kurumsal satışlar menkul kıymet yasalarını ihlal ediyor” yönündeki kesin kararlar, şirketin bu tür bir düzenleyici aftan yararlanmasını zorlaştırıyor.
Bu da Ripple’ın iş geliştirme faaliyetlerini doğrudan etkiliyor. Özellikle bankalar ve finans kuruluşlarıyla yapılan stratejik ortaklıklar gibi şirketin iş modelinin merkezinde yer alan kanallar, hâlâ yürürlükte olan kurumsal satış yasağı nedeniyle sekteye uğruyor.
SEC’nin bu bağlamda Ripple’a karşı hâlâ yaptırım pozisyonunu koruması ise kurumun tutarlılığı açısından eleştirilerin odağına yerleşmiş durumda. Kripto topluluğu içinde, Ripple’ın da diğer şirketler gibi bir anlaşmayla süreci sonlandırıp sonlandıramayacağı sıkça tartışılıyor.
Ancak diğer şirketlerin aksine, Ripple’ın hâlihazırda menkul kıymet ihlali olduğuna hükmedilmiş bir mahkeme kararını geride bırakması gerekiyor — ki bu, yalnızca tarafların uzlaşmasıyla değil, aynı zamanda istisnai yasal koşulların varlığıyla mümkün olabilecek bir adım.
Kısacası, Ripple’ın davası sadece kendi kaderini değil, ABD’nin kriptoya yaklaşımında yeni dönemin sınırlarını da şekillendirecek gibi görünüyor.
En İyi Bitcoin ve Kripto Cüzdanı






