Trump ve Fed Arasında Gerilim Tırmanıyor: Bitcoin’i Ne Bekliyor?

Eski ABD Başkanı Donald Trump, Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell’a yönelik eleştirilerinin dozunu artırdı. Bu gelişme, kripto para piyasası açısından da önemli etkiler yaratabilir.

Trump, Powell’ın faiz oranlarını düşürmeyi reddetmesinden duyduğu rahatsızlığı defalarca dile getirdi ve 2026’nın Mayıs ayında sona erecek görev süresini beklemeden istifasını istedi.

Truth Social’da yaptığı sert bir paylaşımda, “Powell’ın görevden alınması daha hızlı olamaz!” sözleriyle mesajını net bir şekilde verdi.

Ancak, aralarında Hazine Bakanı Scott Bessent’in de bulunduğu Trump’a yakın bazı isimler, Powell’ın görevden alınmasının finansal piyasalarda daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Bu durum Beyaz Saray için karmaşık bir tablo ortaya koyuyor.

Her ne kadar Trump, Powell’ın istenildiğinde görevinden ayrılacağını ima etse de, Fed Başkanı bu fikre katılmıyor. Bu noktada, Beyaz Saray’ın Federal Rezerv Başkanı’nı doğrudan görevden alma yetkisine sahip olmaması dikkat çekiyor. Mevcut yasalara göre bir başkan, ancak geçerli bir sebebe dayanarak Fed başkanını görevden alabilir. Zira merkez bankasının bağımsızlığı ve siyasi baskılardan uzak durması temel ilkeler arasında yer alıyor. Ancak Trump, bu kuralları zorlamaya kararlı görünüyor.

Trump, daha önce başka bağımsız kurumlarda da üst düzey yetkilileri görevden almıştı. Şimdi Yüksek Mahkeme, bu yetkililerin görevlerine geri dönüp dönmeyeceğine karar verecek. Eğer karar Trump lehine çıkarsa, bu durum teorik olarak onun Fed üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasının ve Powell’ın görevden alınmasının önünü açabilir.

Bu olasılığın ekonomik sonuçları yalnızca Bessent’in değil, başka isimlerin de endişe kaynağı. Trump karşıtı çizgisiyle bilinen ve aynı zamanda kripto paralara karşı şüpheci yaklaşımıyla tanınan Senatör Elizabeth Warren, başkanlara böyle bir yetki verilmesinin Wall Street’i çöküşe sürükleyebileceği uyarısında bulundu. CNBC’ye konuşan Warren, böylesi bir senaryonun ABD’yi “iki kuruşluk otoriter rejimlerden” ayıran çizgiyi sileceğini savundu.

Piyasalar şimdiden bu belirsizlikten etkilenmiş durumda. Yatırımcılar, ABD’nin büyük ekonomilerle yürüttüğü tarif savaşlarının sürüp sürmeyeceği konusundaki belirsizliklerle panikledi. Bu panik, doların ciddi şekilde zayıflamasına neden oldu. Doların değer kaybı, ABD’ye ürün satan yabancı firmaların kârlarını eritirken, ithalat ürünlerinin Amerikan tüketicisi için daha pahalı hale gelmesine yol açtı.

Fed, en son Aralık 2024’te faiz indirimine gitmişti. Başkan Powell, yeni bir adım atmadan önce enflasyonda kayda değer bir düşüş görme konusunda ısrarcı. Öte yandan Avrupa Merkez Bankası, 2025 içinde üç kez faiz indirimi gerçekleştirdi; bu da Trump’ın hayal kırıklığının temel nedenlerinden biri.

Tüm bu gelişmelerin ortasında, bazı analistler zayıflayan doların orta ve uzun vadede Bitcoin gibi dijital varlıklar için fırsatlar yaratabileceği görüşünde. Real Vision kurucusu Raoul Pal, uzun süredir bu durumu savunuyor ve düşen doların, yatırımcıları servetlerini korumak için BTC gibi alternatiflere yönelmeye teşvik ettiğine dikkat çekiyor.

Tüm bu çalkantılı gelişmelere rağmen, piyasalarda beklenen tepki görülmedi. Tarihsel olarak ABD dolar endeksi (DXY) gerilediğinde Bitcoin yükselişe geçerdi. Ancak bu yıl bu korelasyon bozulmuş görünüyor. DXY yılbaşından bu yana %8,5 oranında düşerek 2005’ten bu yana en zayıf performansını sergilerken, Bitcoin aynı dönemde %9,5 oranında değer kaybetti.

Eğer Trump’ın Powell’ı görevden alma arzusu gerçeğe dönüşür ve bu hamle finans piyasalarında panik satışlarına neden olursa, Bitcoin’in de bu dalgadan etkilenmesi muhtemel. Zira son dönemde kripto paralarla hisse senedi piyasaları arasında dikkat çekici bir korelasyon oluşmuş durumda.

Bitcoin’in ötesine bakıldığında, Ekonomik Güvenlik Projesi Başkanı Chris Hughes’un New York Times’ta yayımlanan görüş yazısı dikkat çekici. Hughes, Amerikan halkını Trump’ın Fed’e yönelik müdahaleci tavrına karşı dikkatli olmaya çağırdı. Yazısında şu ifadeye yer verdi:

“ABD hükümeti, önümüzdeki yıllarda ihtiyaç duyacağı trilyonlarca doları çok daha yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda kalabilir. Bu da hanehalkı bütçeleri üzerinde baskı oluşturur; zira daha pahalı krediler ve artan enflasyon doğrudan tüketiciyi vurur.”

Hughes ayrıca, Trump görevden ayrıldığında bile enflasyonun kontrolden çıkabileceğini ve doların küresel rezerv para statüsünün zayıflayabileceğini öne sürdü.

Bu noktada bazı Bitcoin savunucuları için bu senaryo avantajlı olarak görülüyor. Latin Amerika’da hiperenflasyondan etkilenen ülkelerdeki kullanıcıların Bitcoin’i bir servet koruma aracı olarak kullanmalarını örnek göstererek, BTC’nin enflasyona karşı bir koruma kalkanı olarak rolünü vurguluyorlar.

Yine de önemli bir uyarı yapmakta fayda var: Trump’ın Jerome Powell’a karşı başlattığı kampanyanın nasıl sonuçlanacağı ve bunun kripto piyasalarına etkisinin ne olacağı konusunda kesin konuşmak imkânsız. Son üç ayda, piyasa birçok kez Trump’ın hamlelerine hazırlıksız yakalandı — bunlar arasında stratejik BTC rezervi alımını reddetmesi ve Çin’e yönelik beklenenden daha sert tarifeler için bastırması da bulunuyor.

Tüm bu veriler ışığında, yaşananların Bitcoin için net bir avantaj sağlayacağına dair bir garanti yok.