Kripto Piyasası Ne Zaman Yükselir? İşte İzlemeniz Gereken 3 Kritik Faktör

Bitcoin’in 109.000 doları tekrar görmesi artık uzak bir ihtimal gibi görünüyor.

Dünyanın en büyük kripto para birimi, son bir ayda %15 değer kaybetti ve şu anda Donald Trump’ın göreve başlama gününde ulaştığı 109.114,88 dolarlık zirveye kıyasla %24 daha düşük seviyede işlem görüyor.

Trump, BTC’nin geçtiğimiz yıl boyunca hızla yükselmesine katkıda bulunduğu gibi, mevcut düşüşte de önemli bir rol oynadı.

Bitcoin’in borsayla güçlü bir bağı var ve şu anda Wall Street, Trump’ın gümrük vergilerine dair süregelen belirsizliklerin etkisiyle sert bir düzeltme sürecinden geçiyor.

Bu tabloyu daha net anlamak için S&P 500’ün son üç haftada 5 trilyon dolardan fazla değer kaybettiğini belirtmek gerekiyor. Bu rakam, Bitcoin’in toplam piyasa değerinin üç katına denk geliyor.

Piyasadaki belirsizlik yatırımcıları tedirgin ederken, altcoin’lerdeki sert satış dalgası bazı portföylerin %80-90 oranında değer kaybetmesine neden oldu. Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Kripto piyasası ne zaman yeniden yükselişe geçecek?

Bu soruya net bir yanıt vermek zor, zira piyasalar öngörülemez bir yapıya sahip. Ancak, trendin tersine dönebileceğini gösteren dört önemli faktör bulunuyor.

1. Faiz Oranlarının Düşmesi

ABD Federal Rezervi‘nin faiz oranlarına yönelik adımları, Bitcoin’in geleceği açısından kritik bir rol oynuyor. Borçlanma maliyetleri düştüğünde, yatırımcılar daha yüksek getiri arayışıyla riskli varlıklara yönelmeye daha yatkın hale geliyor.

Donald Trump, Fed Başkanı Jerome Powell’dan faizleri hızla düşürmesini istedi ve Ocak ayındaki son toplantıda herhangi bir değişiklik yapılmamasına tepki göstererek merkez bankasını sert bir şekilde eleştirdi.

Ancak, Fed’in hükümetten bağımsız hareket ettiği düşünüldüğünde, Powell’ın bu baskıya boyun eğmesi gerekmiyor. Nitekim kendisi, faiz indirimi konusunda acele etmeyeceğini defalarca vurguladı.

Buna karşılık, Trump yönetiminin Fed’i faiz indirimi yapmaya zorlamak için ABD ekonomisine bilinçli olarak zarar vermeye çalıştığı yönünde spekülasyonlar var. Yatırımcılar ise kısa vadede bir faiz indirimi ihtimalini düşük görüyor.

CME FedWatch aracına göre, Federal Açık Piyasalar Komitesi’nin bu hafta sonunda faiz indirimi yapma olasılığı yalnızca %1. Öte yandan, yatırımcıların %77,1’i Mayıs ayındaki toplantıda faiz oranlarının sabit kalmasını beklerken, %57,9’u Haziran ortasında faizlerin %4 ile %4,25 aralığına küçük bir düşüş gösterebileceğini öngörüyor.

2. Bitcoin Rezervleri Hız Kazandığında

ABD, yeni bir Bitcoin rezervi oluşturma yönünde önemli bir adım attı. Ancak, bunun “bütçe açısından tarafsız” bir şekilde gerçekleşmediği sürece başka bir kripto para alımının yapılmayacağının açıklanması hayal kırıklığı yarattı.

Bu sürecin ne zaman hayata geçirileceği belirsizliğini koruyor. Bu nedenle, Trump’ın izinden gidebilecek büyük ekonomilere odaklanmak daha mantıklı olabilir. İngiliz hükümeti ve Kore Bankası, benzer bir politikayı benimsemeyeceklerini açıkça belirtmiş olsa da, bazı ülkeler geride kalma korkusuyla Bitcoin tahsis etmeyi düşünebilir. Eğer bu gerçekleşirse, piyasada ciddi bir alım baskısı oluşabilir.

3. Borsa Piyasası Yeniden Yükseldiğinde

En azından kısa vadede, Bitcoin’in yönü büyük ölçüde borsanın performansına bağlı. Bu yüzden asıl soru, kripto paranın ne zaman yükseleceğinden çok, Wall Street’in ne zaman toparlanacağı olabilir.

Fundstrat’tan ve aynı zamanda bir Bitcoin destekçisi olan Tom Lee, Mart, Nisan ve Mayıs aylarının S&P 500 için %10 ila %15 arasında bir yükseliş getirebileceğini ve kaybedilen zeminin bir kısmının telafi edilebileceğini öngörüyor. 2023 ve 2024’te piyasanın seyrini doğru tahmin ettiği göz önüne alındığında, bu analizin dikkate değer olduğu söylenebilir.

Ancak yatırımcı güveninin yeniden sağlanması için Trump’ın ticaret savaşları ve gümrük vergileri konusundaki sert söylemini yumuşatması kritik olacak. Üstelik yaklaşan bir resesyon tehdidinin de göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Tarihsel verilere göre, S&P 500’deki önceki düzeltmelerin medyanına bakıldığında, mevcut düşüşün Mayıs ortasında sona ermesi bekleniyor. Çoğu durumda böyle bir dönüş, %13,6’lık bir kaybın ardından gerçekleşiyor ve eğer bu senaryo doğrulanırsa, eylül ayında yeni zirveler kaydedilebilir.

Ancak, endeksin tüm zamanların en yüksek seviyesinden %20 oranında düşmesi ve resmen bir ayı piyasasına girmesi durumunda, tüm dengeler değişecektir. ABD’nin artık öngörülemez bir başkana sahip olduğu düşünüldüğünde, her senaryoya hazırlıklı olmak gerekiyor.